Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirurji), gerek dünyada gerek ülkemizde hızlı bir gelişim göstermektedir. Gen mühendisliği çalışmaları, insan ömrünü uzatma ve tümör biyolojisi üzerinde yoğun çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca tanı yöntemleri de gelişmekte, teknoloji bilime şaşırtıcı hizmetler sunmaktadır. Nöroşirurji de hem tanı yöntemleri hem de cerrahi alet ve malzeme açısından oldukça şanslı konuma gelmiştir. BT, MR, PET, Anjiyografi, BT Anjiyografi, EEG, Uyku EEG’si, EMG, Doppler Ultrasonografi tetkikler sinir sistemini tutan yer kaplayıcı, damar tıkayıcı ve kanamaya neden olan lezyonların tanısını kolaylaştırmaktadır.
Nöroşirurji bölümünün en çok ilgilendiği hastalık grupları:
· Beyin tümörleri
· Beyin kanamaları
· Bel ve boyun fıtıkları
· Kafa travmaları
· Vertebral kolon travmaları, omurilik tümörleri
· Periferik sinir kesileri, basıları
· Medikal tedaviye cevap vermeyen epilepsilerdir.
Beyin Tümörleri
İnsan vücudunda görülen tümörlerin %10’u sinir sistemi dokularından oluşur. Bunların %80-90’ı da kranium içinde gelişir. Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından kabul edilen, sinir sistemini tutan tümörlerin histolojik sınıflaması şöyledir.
Nöroepitelyal orijinli tümörler:
· Astrositomlar
· Oligodendrogliomlar
· Epandimal tümörler
· Mixt gliomlar
· Koroid plexus tümörleri
· Embriyonal tümörler
· Menengial tümörler
· S.Sinir kılıfı tümörleri
· Damar kaynaklı tümörler
· Germ hücre tümörleri
· Malign lenfomalar
· Lokal gelişen tümörler
· Metastatik tümörler
· Sellar bölge tümörleri (Kraniofaringioma ve hipofiz tümörleri)
Bunlardan astrositomlar içinde incelenen Gliablastome Multiforme en sık görülen tümördür ve en malign olarak kabul edilmiştir. Genellikle selim tümörler olarak kabul edilen menengiomlarda %15-20’si rekurrans gösterir ki bunlar da anaplastik menengiomdiye adlandırılırlar. Çocukluk çağı tümörlerinden olan medulla blustom da habis urlar arasında incelenirler. Metastatik beyin tümörlerinin %44’ü akciğer, %10’u meme, %7’si böbrek %6’sı da gastrointestinal sistemden kaynaklanır. Beyin tümörü vakalarında en çok görülen şikayetler baş ağrısı, epileptik bayılma, kol ve bacakta kuvvet azalması, çift görme, denge bozukluğu, kusma, adet düzensizliği, memeden süt gelmesidir. Tetkik olarak BT, MR yapılır, tedavisi cerrahidir. Patolojik tanıya göre cerrahi girişime radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi eklenip eklenmeyeceğine karar verilir.
Beyin Kanamaları
· Anevrizma ve AVM kanamaları %80-85
· Nedeni belli olmayan %15-20
· Hipertansiyon veya kanama bozukluğuna bağlı intraserebral, intraserebellar kanamalar
Subaraknoid kanama (SAK)
Genellikle baş ağrısı, kusma, bilinç değişikliği ile şekillenen klinik tablo oluşur. BT ile tanı konan hastaya serebral anjiyografi yapılır ve tedavisi planlanır. Anevrizma saptanan hastada ilk düşünülecek tedavi cerrahidir. Ameliyata engel bir durum varsa, anevrizma cerrahi olarak ulaşılamayacak yerde ve büyüklükteyse endovasküler girişim planlanır. Anevrizmaya şartlar elverdiğince erken girişimde bulunmak, 2.kanama ve vazospazm gelişmesi açısından önemlidir. AVM’lerin tedavisi cerrahi, radyasyon ve endovasküler girişimlerdir.
Bel ve Boyun Fıtıkları
Omurlar arasında yer alan n.pulposunun genellikle arka yana doğru fıtıklaşması sonucu klinik tablo ortaya çıkar. Boyun fıtığında boyun, sırt, omuz, kol ağrısı, uyuşma, güçsüzlük; bel fıtığında bel ağrısı, bacak ağrısı, bacakta uyuşma, incelme, güçsüzlük şikayetleri olur. Akut dönemde istirahat, kas gevşetici, ağrı kesici tedaviler uygulanır. Şikayetler geçmezse MR çekilip kesin tanı konduktan sonra fizik tedavi, gerekirse cerrahi girişim yapılır.
Kafa Travmaları
Kafa Travmalarında hastanın nörolojik durum ve BT bulguları değerlendirilerek isimlendirilen commotio, contusio, contrcoup, diffuz aksonal yaralanma tabloları ortaya çıkar. Travma sonrası oluşan intrakranial hematomlar da akut subduralhematom,intraserebral hematom, epidural hematom ve SAK’dır. Tüm kafa travmalarınıngerekirse entübasyon ve trakeostomi yapılarak gerekli solunum desteğinin sağlanabileceği, yeterli monitörizasyonun yapılan merkezlerde takibi en ideal olanıdır.
Omurga Travmaları
Vertebral kolon içinde omurilik yer aldığı için omur kırıkları ve yaralanmaları ciddi ele alınmalıdır. Vakanın bulgularına göre konservatif olarak korse ile stabilizasyon sağlanabilir. Gerekirse dekompresyon sağlanıp stabilizasyon ameliyatı yapılır. Nörolojik bulguların iyileşmesi için cerrahi süreçten hemen sonra rehabilitasyon tedavisine başlanmalıdır. Periferik sinir kesilerinde interfasiküler anastomoz, gerekirse sinir grefi konmaktadır.
Epilepsi
İlaç tedavisine direnişli epilepsi hastalarından cerrahiye uygun olanlar seçilir; ön araştırmalar ve gerekli hazırlıklar yapılarak ameliyat edilir. Medikal tedavinin başarısızlığı, genetikle tanıda ve ilaç seçiminde yapılan yanlışlıklar, hasta ve çevresiyle ilgili sorunlardan kaynaklanır. Hastalar ameliyata hazırlanırken, bu konuda eğitilmiş nöroloji, nörofizyoloji, psikiyatri, radyoloji, nöroşirurji uzmanlarının ortak çalışmaları, cerrahi sonuçlar açısında çok önemlidir. EEG, uzun süreli video EEG kayıtlan yapılarak, gerekli MR tetkikleriyle araştırılan, psikiyatrik yöntem de uygun olan hastalar cerrahi yolla tedavi edilirler Ancak ağır kronik psikozlar ve zeka gerilikleri ameliyata engel durumlardır.
En çok uygulanan cerrahi yöntemler;
· Epilepsiye neden olan oluşumun çıkartılması; lezyonektoml
· Amigdalo–hipokamgektomi
Ciddi nörolojik muayene ve en gelişmiş araştırma yöntemleriyle tanısı konan hastalar, mikroşirürjikal ve en çağdaş tekniklerle ameliyat edilmekte, gerekirse yeterli yoğun bakım takibi sağlanmakta ve en kısa sürede çıkışı planlanarak normal yaşama dönmeleri çabuklaştırılmaktadır.