icerik resim

        Tüp mide ameliyatı midenin yaklaşık %80’lik kısmının cerrahi olarak çıkarılmasıyla gerçekleştirilen bir obezite ameliyatıdır. Birden fazla mekanizmayla hastanın kilo vermesi sağlanmaktadır. Öncelikle yeni oluşturulan mide, normal mideye göre belirgin derecede azalmış hacmi nedeniyle daha az gıda ve böylece daha az kalori alınmasına neden olur. Ancak asıl etkisinin gıda alımını kısıtlamaktan öte mide bağırsak sistemindeki özellikle açlık, tokluk ve kan şekeri kontrolünü sağlayan hormonlar üzerinde meydana getirdiği değişimdir.

        Burada hastaların bilmesi gereken bir diğer önemli nokta ameliyattan sonra kendilerini bambaşka bir hayatın beklediğidir. Beslenme ve diyet uzmanı rehberliğinde düşük karbonhidrat-yüksek proteinli bir diyet uygulanması, ufak porsiyonlarda daha fazla sayıda öğünlerin düzenlenmesi, iyi çiğneme alışkanlığının kazanılması, günlük multivitamin, kalsiyum ve D vitamini takviyesinin yapılması, fizik egzersizlerin buna eklenmesi büyük önem taşımaktadır.

        Anlaşmalı hastanelerimizde Obezite cerrahisi süreçlerinde deneyimli; diyetisyen, dâhiliye, psikolog ve genel cerrahi uzmanlarından oluşan obezite cerrahisi ekiplerimiz ile sürecin en başından sonuna kadar sizleri bilgilendiriyoruz.

Obezite için yapılan ameliyatlar 3 ana grupta incelenir:

·      Kısıtlayıcı ve besin emilimini bozucu ameliyatlar

·      Besin emilimini bozucu ameliyatlar

·      Kısıtlayıcı ameliyatlar

Obezite tedavisinde uygulanan cerrahiler:

Mide içi balon yerleştirilmesi

Mide kelepçesi

Tüp mide ameliyatı

R-Y Gastrik bypass

Mini Gastrik bypass

Obezite cerrahisi ne zaman uygulanır?

        BMI >40 kg/m2 veya BMI>35 kg/m2 birlikte ek hastalık (tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi,hiperlipidemi,ciddi eklem problemi) olması, ameliyat riskinin kabul edilir olması, cerrahi dışı tedavilerin başarısız olması durumunda cerrahi tedavi endikedir.

Tüp Mide Ameliyatı

        Tüp mide ameliyatı midenin yaklaşık %80’lik kısmının cerrahi olarak çıkarılmasıyla gerçekleştirilen bir obezite ameliyatıdır.Yeni oluşturulan mide normal mideye göre belirgin derecede azalmış hacmi nedeniyle daha az gıda alımına sebep olur.İkincil kilo kaybı mekanizması ise, ‘’GHRELİN’’ denilen açlık hormonunun salınımının olmamasıdır.Tüp mide ameliyatları da laparoskopik yöntemle uygulanır.Küçük kesilerden karın boşluğuna girilerek ameliyat gerçekleştirilir.

Mide balonu nasıl yerleştirilir? İşlem süresi ne kadardır?

        Endoskopi eşliğinde hafif anestezi altında, ağızdan mideye içi boş bir balon yerleştirilir. Ardından balon şişirilir ve hastanın midesinde bir dolgunluk oluşturulup, tokluk hissi sağlanır. Mide balonu ameliyatsız bir yöntem olarak tanımlanmaktadır. Ancak diğer yöntemlerden önemli bir farkı da, balonun belli bir süre sonra çıkarılması (6 ay) ve sağlanan sonuçların kalıcı olmamasıdır. Balon, obezitenin geçici tedavisinde kullanılır, kilo kaybına ve kaybedilen kiloların korunmasına yardım eder. Ayrıca obezite cerrahisi öncesinde, ameliyat olacak hastaların ameliyat öncesinde zayıflatılması ve cerrahi risklerin azaltılmasına yardımcı olur. İşlem süresi 10 – 15 dakikadır. Hastanın vermesi gereken kiloya göre özel bir uygulama olduğu için, kişiye zarar vermeyecek şekilde ne kadar şişirileceği obezite cerrahlarımız tarafından belirlenmektedir. Hastalar işlemden sonra dinlendirildikten sonra taburcu edilmektedirler. Balon mide içinde en fazla 6 ay bırakılabilir. Balon çıkarıldıktan sonra kişi uygun bir diyet ya da egzersiz programını benimsemezse tekrar kilo alabilir.

Gastrik bypass, mini gastrik bypass

        Gastrik Bypass diğer obezite cerrahi yöntemlerine göre daha eski bir ameliyat türüdür. Önce 30 mlt hacminde küçük bir mide oluşturulur. Bunun için yemek borusu mide bileşkesine yakın mide dokusu kullanılır. Yeni oluşturulan bu küçük mideye ince bağırsaklar belli bir mesafeden bağlanır. İki tür bypass vardır. Bir türünde ince bağırsaklar hiç ayrılmadan bir halka şeklinde getirilerek mideye bağlanır. Buna “Mini Gastrik Bypass” denir. Diğer türde ise, ince bağırsak ayrılır ve bir ucu mideye diğer ucu ise yine ince bağırsağa ancak belli bir mesafeden sonra bağlanır. Buna da Roux en Y gastrik bypass adı verilir. Buradaki mekanizma tüp midede olduğu gibi hem kısıtlayıcıdır yani hasta daha sınırlı gıda miktarı tüketebilir hem de gıdalar onikiparmak bağırsağına dökülen safra ve pankreas enzimleri ile olması gereken yerden çok daha uzak ince bağırsak bölümlerinde karşılaşır.Böylece gıdaların parçalanması ve emilmesi zorlaşır ve buna bağlı emilimi bozucu bir mekanizma eklenmiş olur. Hasta kısaca az yer ve yediğinden az yararlanır.Burada mide bağırsak sistemi hormonlarındaki değişim tüp mideye oranla daha belirgin olur. Buna bağlı olarak da açlık hissi azalır, tokluk hissi artar ve kan şekeri stabil seyreder. Avantajları arasında fazla kiloların %60-80’inihasta verebilir. Gıda alımını kısıtlayıcı bir yöntemdir.

Transit bipartisyon

        Brezilya’lı cerrah Sergio Santoro tarafından tıp literatürüne kazandırılan bu ameliyat tekniği diğer tekniklere benzer şekilde bir tüp mide işlemine ilaveten, diğer işlemlerden farklı olarak ince bağırsağın son bölümünün tamamı midenin alt kısmına ikinci bir çıkış sağlanarak yapılır. Bu sayede yenilen yiyeceklerin ince bağırsakların tüm segmentlerinden geçişi sağlanır. Bu uygulamada öncelikle ince bağırsakların kalın bağırsaklarla birleştiği noktadan itibaren 100 veya 120 cm sayılır ve bu kısım işaretlenir. 100 ila 120 cm arasındaki tercih hasta karakteristiklerine göre belirlenir. Bu noktadan itibaren 150 cm daha sayılarak, ince bağırsakların kalın bağırsakla birleşme yerinden itibaren 250.cm’den ince bağırsak kesilir. Kesilen alt uç mideye bağlantı yapılır. Üst uç ise daha önceden işaretlenmiş olan 100. cm’e bağlanır. Tek önemli nokta yiyeceklerin yaklaşık 1/3’ü doğal yol olan oniki parmak bağırsağından, 2/3’ü ise yeni yapılan bağlantı sayesinde ince bağırsakların son kısmından geçer.

Tip 2 Diyabet Cerrahisi

İleal İnterpozisyon Ameliyatı

        İnce barsağın son kısmına yakın barsak kısmı ile başlangıç kısmına yakın barsak kısımlarının yerlerinin değiştirilmesi ve midenin tüp haline getirilmesi esasına dayanan ameliyat şekli, sadece pankreasta insulin rezervi olan Tip 2 Diyabet tedavisinde kullanılan yöntemdir.

        Bu ameliyat obezite ameliyatlarından farklı bir işlemdir.  Etki mekanizması, insülin direncine yol açan hormonları devre dışı bırakıp, insülin duyarlılığını arttıran hormon seviyelerini yükseltmeye yöneliktir.  Bu ameliyat tekniğinin bir diğer önemli özelliği, barsak by-pass’ı yapılmamasına bağlı olarak operasyon sonrasında hastada vitamin ve mineral eksikliğinin görülmemesidir. Obezite cerrahisindeki by-pass ameliyatlarında ise ömür boyu vitamin ve mineral içeren haplar kullanılması ve takibi gerekmektedir.

        İleal interpozisyon ameliyatında 3.günden itibaren sıvı gıdalara,  6 ay ile 1 yıl içinde ise tamamen serbest beslenmeye geçilebilmektedir.  Bu ameliyat ile diyabet hastalığı birkaç hafta ile birkaç ay içerisinde kontrol altına alınmakta, bu süreçte hastanın durumuna göre düşük dozlarda ilaç tedavisi verilebilmektedir.

REFLÜ CERRAHİSİ

Gastroözofagial (GÖR) Reflü Hastalığı Nedir?

        Reflü, yemek borusu ile mide arasındaki mevcut kapak mekanizmasının bozulması nedeniyle, tüketilen yiyeceklerle birlikte mide içeriğinin ağıza doğru gelmesi ile oluşan durumdur.  Buna bağlı olarak karında ve boğazda yanma, midede ekşime, şişkinlik, göğüste yangı, ağızda acı-ekşi tat, takıntı hissi, kuru öksürük, uykudan boğulacak şekilde uyanma, öğürtü, geğirti gibi şikâyetlerin bir ya da birkaçı oluşabilir, şiddetleri az veya çok olabilir.

        Reflü hastalığı genetik faktörler kaynaklı olabileceği gibi aşırı şişmanlık ya da zayıflık, yandaş kronik hastalıkların varlığı, kullanılan birtakım kalp ilaçları, yağlı-tatlı ve mayalı yiyecekler ile sigara, alkol, çay ve kahvenin aşırı tüketilmesi nedeniyle de oluşabilir ve tanısı endoskopik yolla konur.

        Sosyal, iş ve özel hayatı olumsuz etkilemesi nedeniyle reflü hastalığının tedavisi şarttır. Medikal ve diyet ile başlanan tedaviye yanıt alınamaması, hastanın daha fazla ilaç kullanmak istememesi, ilaçların hastada yan etkilerinin bulunması, yemek borusunda kanser riski taşıyan ileri derece yara varlığı, darlık ve kayma (slidding) tipi mide fıtığı, cerrahi tedavi kararı için yeterli sebeplerdir.

Reflü Cerrahisi

        Cerrahi tedavide birçok yöntem vardır. Anlaşmalı  hastanelerimizde, tüm dünyada altın standart anti-reflü cerrahisi olarak kabul edilen ve başarı oranı %99’lara varan, yaklaşık 30-45 dakika süren laparoskopik Floopy Nissen Fundoplikasyon yöntemi uygulanmaktadır. Tüm şikayetlerin kaybolduğu işlemin ertesi günü hastalar taburcu olmaktadır.


Partnerlerimiz Partnerlerimiz

Copyright © 2021 | Tüm hakları Mediqus'a aittir.